DENTALİS

BLOG




4 Mayıs 2020 dentalisGenel

Romatizmal hastalıklar, eklem ve eklem çevresindeki dokuların tutulumuyla ilgili kas-iskelet sistemi bozukluklarıdır. Romatizmal hastalıklarda ağız mukozasında belirtiler verebilir. Bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar ve etkileşimleri, hastalıkların ağız mukozası ve çene eklemlerindeki tutulumları diş hekimleri açısından önemlidir. Örneğin romatoid artit de hastalar genellikle asetilsalisilik asit (ASA) ve non steroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAİD) kullanırlar. Bu ilaçların dozları normalden fazladır.

Özellikle ASA (Aspirin vb) kullanan hastalarda kanamalı diş tedavileri öncesinde ilaç dozunun ayarlanması ya da birkaç gün ilacın bırakılması gerekebilir. Bunun dışında metotreksat kullanan hastalarda ilaç kaynaklı hepatit ve pansitopeni komplikasyonu olabileceği için yakın zaman tam kan sayımı ve karaciğer fonksiyon testleri istenebilir. Ayrıca bu ilaç ağız mukozasında ve dilde atrofiye (Atrofi hücre azlığı ve hücre hacminin azalmasına bağlı olarak ortaya çıkabilir) neden olabilir. Ayrıca hidroksiklorokin ve klorokin, ayrıca altın preparatları, romatoid artrit tedavisinde kullanılan etkili ilaçlardandır. Altın preparatları çoğu hastada kemik iliği supresyonu, nefropati, stomatitis, tat değişikliği ve döküntülere neden olur.

Kortikosteroid (kortizon) kullanan hastalarda adrenal supresyon hatırlanmalı ve buna karşı önlemler alınmalıdır. Bunun için de işlemler kısa tutulmalı ve stres elimine edilmelidir. Bu hastalarda enfeksiyonlara karşı eğilim artmış olabilir ve bakteriyel, viral ve mantar enfeksiyonları gelişebilir. Bunun için bakteriyemi riskinin bulunduğu vakalarda antibiyotik proflaksisi uygulanmalıdır.



25 Nisan 2020 dentalisGenel

Süt dişlerinin görevi, kemik içerisindeki kalıcı dişler çıkana kadar ağızda bulunmak ve kalıcı dişlerin yerini hazırlamaktır. Ancak ne yazık ki çocuklarda şiddetli ağrı, apse, derin çürük yada travma sebebiyle süt dişlerinin çekimi gerekebilir. Bunun sonucunda küçük yaşlarda süt dişi kayıpları yaşanmaktadır. Bu gibi durumlarda, kaybedilen süt dişi görevini tamamlayamadığından, altındaki kalıcı dişe ait çekim boşluğunun kalıcı diş ağza çıkana kadar çeşitli tel ve apareyler ile korunması gerekir. Aksi takdirde, düşme zamanı gelmeden çekilmek zorunda kalınan süt dişinin boşluğu, çok kısa sürede komşu süt dişleri tarafından kapatılır. Bu durumda alttaki kalıcı diş zamanı geldiğinde kendine ait boşluktan çıkamaz; gömülü kalabilir ya da yanlış pozisyondan çıkabilir.

Yer tutucular, kalıcı dişler ağızda görünene kadar süt dişlerinin görevini üstlenen sabit ya da hareketli (takıp çıkarılan) tellerdir.

Sabit yer tutucular, halka şeklinde bir gövdesi ve ufak bir uzantısı bulunan,  tek diş eksikliklerinde yapılan tellerdir. Arka süt azı dişlerin eksikliğinde uygulanırlar.  Ölçü alınmasını takiben laboratuvarda dişe uygun olarak hazırlanır. Halka kısmı, çekilen dişin arkasındaki komşu dişe yapıştırılır. Böylece kalıcı azı diş sürene kadar sabit bir şekilde mesafeyi muhafaza eder. Kullanımı kolaydır.

Hareketli yer tutucular, birden çok dişin çekilmesi sonucu daha geniş boşlukların korunması gerektiği durumlarda uygulanır. Ön bölge kesici diş eksikliklerinde ve arka bölge çoklu azı diş eksikliğinde yapılır. Alınan ağız içi ölçüye uygun olarak eksik diş alanları akrilik materyalden yapılmış süt dişleri ile tamamlanır. Böylece çocuğa hem estetik hem de konuşma, çiğneme gibi fonksiyonlar tekrar kazandırılır. Takıp çıkarılan bir aparey olması nedeniyle kullanımı ve etkinliği ebeveyn-çocuk kooperasyonuna bağlıdır.

Yer tutucular temiz bakım ve iyi oral hijyen alışkanlığının devamlılığını gerektirir. Doğru fırçalama ve yapışkan gıdalar, sakızlardan uzak durulması tavsiye edilir. Düzenli hekim kontrolleri ile takip edilmelidir ve gerektiğinde tellerin yenilenmesi ya da çıkarılması doğru zamanda yapılmalıdır.

 

Sabit yer tutucu                                                                         Hareketli yer tutucu

.         



1 Nisan 2020 dentalisGenel

Karbonhidrat ağırlıklı gıda tüketilmesine rağmen çürük oluşumunun yüksek olmadığı durumlarda bu durum tüketilen karbonhidratların rafine edilmemiş olmasına ve bitkilerin içerisindeki koruyucu faktörlere bağlanmıştır. Bu faktörler organik fosfatlar, inorganik fosfatlar, polifenolik komponentlerdir. Organik fosfatlar minede koruyucu bir bariyer oluşturarak, inorganik fosfatlar ise remineralizasyonu teşvik edici iyonları mine yüzeyine sunarak bu etkilerini gösteririler.

 

Bitkisel kaynaklı çeşitli yiyecek ve içeceklerde bulunan ve dişler üzerine olumlu etkileri olduğu düşünülen bir diğer madde de tanindir. Tanin: polifenolik yapılar ile aminoasit ve alkoloidler gibi organik komponentleri içeren bir bileşiktir. Meyvelerin olgunlaşmasında etkindir. Tanin içeren bazı yiyecek ve içecekler şunlardır; kahve, bira, meyve suları, çay, meyveler, çikolata, fıstık, tarçın .

 

Lifli gıda maddelerinin de çürükten koruduğu ve dolaylı olarak remineralizasyonu sağladığı bilinen bir gerçektir. Bu etkiyi mekanik temizliğe yardımcı olarak ve fazla çiğnendikleri için tükürük akışını artırarak sağlarlar.

 



30 Mart 2020 dentalisGenel

Peynir yoğun Ca içeriğinin yanı sıra CPP-ACP nanokompleksi de içermektedir. Bu içerik peynirin remineralizasyon yani diş minesini yenileme ve besleme potansiyelini artırmaktadır (Moynihan, 2007).

Yoğurt, besin değeri yüksek, laktik asit fermentasyonu sonucunda elde edilen ve canlı laktik asit bakterileri içeren fermente bir süt ürünüdür. Fermentasyon sütün mineral içeriğini çok az etkilemektedir. Sütten çok daha yüksek oranda protein, kalsiyum ve fosfat içermektedir. Dahası sütle karşılaştırıldığında daha düşük olan pH’sından dolayı yoğurttaki Ca daha çok iyonik formda bulunmaktadır  (Ferrazzano, 2008).

 

 

Süt ve süt ürünlerinin günlük tüketimlerinin diş çürükleri üzerine etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada, 3 yaşındaki 2058 çocuk 3 gruba ayrılmış ve gruplara yoğurt, süt, tereyağlı ekmek ve peynir, günlük tüketim miktarları düşük, orta ve yüksek olacak şekilde yedirilmiştir. Çalışmanın sonucunda yoğurtla karşılaştırıldıklarında diğer ürünlerin çürük önleyici niteliklerinin daha az olduğu, yoğurt tüketimindeki artışın diş çürüklerinin önlenmesinde etkili olacağı ancak konuyla ilgili daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir (Tanaka, 2010).

Kefir, çok eski yıllardan beri özellikle Kafkasya bölgesinde yapılan, bugün ise Avrupa ve Amerika ülkelerinde ticari amaçla üretilen süt asidi ve alkol fermantasyonu yardımıyla elde edilen köpüklü, koyu kıvamlı (yoğurt kıvamında), hafif ekşimsi bir Türk içeceğidir. Bol miktarda kalsiyum, fosfat içermektedir ancak pH’sı 5’in altındadır.



29 Mart 2020 dentalisGenel
  • Sütün yapısında Ca ve P miktarı yüksektir. Bu yüzden HAP’a oranla bu iyonlara daha doygundur. Sütten plak sıvısına geçen Ca ve P iyonları remineralizasyonu teşvik eder (Levine, 2001).
  • Kazein partikülleri kararlı yapıdaki Ca-P komplekslerinin oluşumunu sağlar (Jenkins ve Ferguson, 1966).
  • Süt kalsiyum, fosfor, yağ, vitaminler ve kazein gibi çürük önleyici bileşenlerin yanı sıra, %5 oranında laktoz da içerir. Ancak, sütteki Ca ve P düzeyi laktozun oluşturduğu asitleri tamponlamak için yeterlidir (Reynolds ve Johnson, 1981).
  • Diş yüzeyine tutunan süt proteinleri koruyucu bir tabaka oluşturarak demineralizasyonu önler (Levine, 2001).

 

WHO’nun 2003 yılında yayımladığı diyet raporunda dişler için yaralı bir içecek olarak gösterilmiştir. Anne sütünün bir çok olumlu özelliği gibi diş çürüklerini azaltma üzerine de olumlu etkileri bulunmaktadır.

 



22 Ağustos 2019 dentalisGenel

Diş çapraşıklıklarını düzeltme tedavisinde uygulanan yeni teknolojiler sayesinde, metal veya şeffaf diş teli kullanmanıza gerek kalmadan tamamen şeffaf plaklar aracılığı ile dişlerinizi olması gereken ideal pozisyona getirebilir ve düzgün, sağlıklı dişlere sahip olabilirsiniz.Tamamen şeffaf plaklardan oluşan bu sistem dışarıdan bakıldığında fark edilmez. Aile, iş ve sosyal yaşantınıza hiçbir kaygı duymadan devam edebilirsiniz. İstenildiği zaman takıp çıkarma imkânı bulunmaktadır. Ağız kokusu, damağa telin batması, diş fırçalama da yaşanan bütün sıkıntıları çözen bir tedavi yöntemidir. Sesinize ve konuşmanıza etki etmez. Tedavinizin daha hızlı tamamlanmasını sağlar.Metal veya şeffaf diş teli kullanabilecek yaşta herkese uygulanabilmektedir.



19 Şubat 2019 dentalisGenel

Çocuklarda erken yaşlarda görülen çürükler, dişlerde fazla miktarda madde kaybına sebep olabilmektedir. Özellikle 4 yaş ve altı çocuklarda düşme veya çürümeye bağlı olarak kırılmış, boyut olarak küçülmüş süt dişlerde pediatrik zirkonyum kronlar uygulanmaktadır.Zirkon kronlar, çocuklara özel olarak geliştirilmiş, kırılmaya oldukça dayanıklı, beyaz parlak renkli, önceden hazırlanıp cilalanmış kaplamalardır. Günümüzde özellikle ön dişleri fazla miktarda çürümüş çocuk hastalarda popülerlik kazanan bir tedavidir. Süt ön dişlerde yapılabilecek tedavi alternatifleri arasında en estetik ve dayanıklı olanıdır. Süt arka azı dişlerde, sağlam diş dokusu dolgu yapılabilmesi için yetersiz olduğunda tercih edilmektedir. Uygulama prosedürü; çürük dişin lokal anestezi altında temizlenip şekillendirilmesinden sonra uygun boyuttaki zirkon kronun seçilip dişe yapıştırılması şeklindedir.